Umut’tan, Atiba etkisi beklemek!..
01 Aralık 2020, Salı 08:40
Yeni Malatyaspor, bu hafta Gaziantep'e konuk oldu. Karşılaşmanın skoru olan 2-2, haftayı 1 puanla kapatmamız demektir. Haftanın değerlendirmesini yapanlar, acaba “1 puan kazandık” mı diyecek? Yoksa “2 puan kaybettik” mi diyecek?
Sözün burasında şunu da belirtmek isterim ki, bir teknik direktör, antrenör veya futbolcu gibi değerlendirme yaparak hadsizlik etmek istemem. Böyle bir hadsizlik içinde olmadan sadece bir taraftar veya bir futbolsever olarak, acizane tesbitlerde bulunacağım. Tavsiyelerimi beğenen alır, beğenmeyen de kendi bilir.
Bu haftaki, maçta maalesef 2 puan kaybettik. Bu sözümü söylerken oynanan futboldan bahsetmiyorum. Yani üst düzey bir futbol gördüğüm için bunu söylemiyorum. Sahaya çıkan 11'in dizilişini görünce, daha ilk dakikalarda “Kaybettik” dedim. Çünkü ilk 11 tercihinin yanlış olduğu kanaatindeyim. İlk 11'de olmaması hatta yedek kulübesinde bile bulunmaması gereken bir kaç futbolcuyu gördüm sahada. Karşılaşmanın ilerleyen dakikalarındaki oyuncu değiştirme zamanı ve tercihlerinde de hata yapıldı. Oyuncu değişimleriyle birlikte sahadaki dizilişler de değişti. Sanki 48. dakikada 10 kişi kalan Gaziantep değil de Yeni Malatyaspor'du.
Ligin başladığı günden bugüne kadar 9 tane lig, 2 tane de kupa maçı izledik. Bugüne kadar takımın ilk 11'i bir türlü oturtulamadı. Hatta belli bir iskelet de oluşmuş değil. “Büyük takımlar” diye anılan Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzon gibi takımların nasıl “Büyük” olduklarına bakmak istediğinizde karşınıza ilk 11'i belli bir takım gelir aklınıza. Ligler başladığı andan itibaren ilk 5-6 haftada takımın bir iskeleti oluşmuştur. Ligin ilk yarısının bitimine doğru o takımı destekleyenleri bırak futbolu takip edenler bile bilir o takımın ilk 11'ini. Yeni Malatyaspor'un iskeleti halen oturmuş değil. İlk 11 her hafta değişiyor. Bir de buna herhangi bir sebepten ötürü kadro dışı kalan futbolcu veya futbolcular da eklenince, kimi nerede oynatacağına karar veremeyen bir teknik direktör profile çıkar ortaya.
Mesela bir futbolcumuzdan örnek verecek olursak, Tetteh maça sağ bekte başladı. Tetteh'in orada oynaması için çok çok büyük bir zorunluluk olması gerekir. Adam forvet adamı. Ne işi var Tetteh'in sağ bekte.
Maça ilk 11'de başlayan ve 68 dakika sahada kalan Umut Bulut'a dikkat ettiniz mi mesela? Eli belinde gezen, ayağına gelen topa vurmaya dermanı kalmamış bir Umut Bulut vardı sahada. Teknik Direktör Hamza Hamzaoğlu, Umut Bulut'tan, Beşiktaş'taki Atiba'nın performansını bekliyor herhalde. Aslında bu beklentisinde de haklı bir yere kadar. İkisi de 37 yaşında. Ama sahada sarf ettikleri efora bakınca, Umut Bulut'un emeklilik vakti gelmiş gibi görünüyor.
Daha bir kaç hafta önce, “Hem teknik direktörün hem de futbolcuların zamana ihtiyacı var.” demiştim. “Hem kondisyonları daha iyi olacak hem de beraber oynadıkları arkadaşlarını daha iyi tanıyıp daha iyi organize olacaklar” diye düşündüm. Olması gereken de buydu zaten. Zamanla birbirlerinin eksikliklerini kapatacaklar, kendileri de takıma ısınmış olacaklardı. Teknik direktör de artık futbolcularının kapasitesini, kimin kiminle iyi anlaştığını kimin kime daha iyi destek olduğunu görecek ve ona göre takım kuracaktı. Artık o zamanın dolduğu günlere geldik. Hatta geçtik bile. Her hafta yeni bir 11 var sahada. Her gün kondisyon yüklemesiyle daha süratli bir takım olması gerekirken, sanki sezon erken bitmiş gibi bir görüntü sergiliyor bazı futbolcular.
Yeni Malatyaspor, 3 haftalık zorlu bir sürece giriyor. Önümüzdeki hafta Başakşehir'i konuk edecek olan Malatya temsilcisi, bir sonraki hafta Fenerbahçe ile karşılaşacak. Son olarak Kasımpaşa'yla 3 puan mücadelesine çıkacak Yeni Malatyaspor, bu maçtan önce de kupa mesaisi yapacak.