dore okulları
Malatya
08 Eylül, 2024, Pazar
  • DOLAR
    34.06
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2730.4
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57646.840$

Üniversitelerimizde Olup Biten

23 Temmuz 2024, Salı 13:10
Üniversitelerimizde Olup Biten

Bana bu başlığı attıran Malatya İnönü Üniversitesi ile ilgili bir haber oldu. Haber ile ilgili detayı ve yorumları burada bulabilirsiniz.

https://x.com/mustokumus_/status/1815500554816086266

Zaman zaman basında üniversitelerimizde veya sanayide yapılan "gurur" verici buluşlardan söz eden haberler çıkıyor. Çoğu zaman "dünyayı sarsacak" bir buluş ve gelişme olarak lanse edilen bu gelişmelerin nedense arkasının geldiğini hiç duymadım.

Bilim ve teknoloji dediğimiz şey birikimseldir. Yani tekerleğin icadından Porche'nin yapımına kadar ilerleyen bir süreç ve bu sürece her adımda katkı sağlayarak onu bir üst aşamaya çıkartan bir basamak vardır. Her basamak bir bilgi ve tecrübe birikimini içerir. Eğer siz bu süreçleri yaşamadan Porche üretmek isterseniz ancak montaj yapmış olursunuz. Ortaya çıkan ürün de sizin teknolojik gelişmişliğinizi göstermez. Olsa olsa ustalık becerisidir.

Bu tür haberlerden anladığım kadarıyla millet olarak bir özgüven açlığımız ve arayışımız var galiba. Fakat bunu bir ekip çalışması ya da birikimsel bilgiye dayandırmak yerine nev-i şahsına münhasır kılmak da bize has bir şey sanki. 

"Kıskançlıktan böyle yazıyor" ithamını göze alarak, böyle şeylere dikkat çekmek belki bizi biraz daha bizi ciddiyete ve üzerinde düşünmeye sevk edebilir.

Örneğin; bize göre ilk roketi yapan Lagari Hasan Çelebidir. Bununla öğünürüz, ama bu çaba bizi neden uzaya ilk roket fırlatan ulus yapmamış bunu düşünmeyiz. Yine ilk uçan insan Hazerfen Ahmet Çelebidir deriz. Fakat neden ilk uçağı yapan Ahmet kardeşler değil de Wrihgt kardeşler olmuş bunu sormayız. Mikroptan ilk Akşemseddin bahsetmiştir, fakat neden Pastörün aşılarıyla kendimizi mikroba karşı koruyoruz diye merak etmeyiz.

Daha önce görev yaptığım bir üniversitemizin mühendislik bölümünde “üniversitemizde güneş enerjisi ile çalışan araç yapıldı” diye bir prototipi büyük bir övünçle her yıl aşure şenliği gibi ortaya çıkartıp sergiliyorlardı. Bir gün fakültenin önünden geçerken aracı sergileyen öğrencilerin ısrarıyla araca yakından bakmaya ve incelemeye başladım. Fakat neresine baksam özgün bir yapı olmadığını, bildiğin toplama ve montaj eser olduğunu fark ettim. Hani şu endüstri meslek liselerinde ödev niyetine yapılan şeyler gibi. 

Beni bilenler bilir sadece sosyal bilimci değil aynı zamanda teknik bir adamımdır. Elektronik, bilgisayar, radar teknolojisi ve elektronik harp alanında da bir şeyler bilirim. Çocuklar bir sosyal bilimciden beklemedikleri sorularla muhatap olmaya ve eleştiriler almaya başlayınca, baktım ki üzülecekler, heveslerini kırmamak için tebrik edip yoluma devam ettim. Ama sanırım üniversite yönetimi ve şehir ahalisi aradan geçen bunca zamana rağmen "arkadaş bunun arkası gelmiyor mu? Bu nasıl bir icat potansiyeli" diye sormaya gerek görmemişler. En az on yıldan bahsettiğim o günden bugüne, söz konusu araç bir şeye dönüştü mü bilmiyorum. Merak edenler internette arasınlar ülkemizin güneş enerjisiyle çalışan araç icat cenneti olduğunu görürler. Tabi o zaman biz niye Tesla’nın kapısına gittik diye sormayın. 

Arkadaşlar birbirimizi kandırmayalım, üniversitelerin özerk olmadığı, bilim insanına saygı gösterilmeyen, torpille işe adam alınan, terfi kriterlerinin düşük tutulduğu, yöneticilerin yetkin insanlardan oluşmadığı bir ülkede bilimsel gelişme olmaz. Olsa olsa montaj sanayi ve teknoloji aktarımı olur. 

Şimdi bana savunma sanayide şunu yaptık, bunu yaptık diyecek olanlara da cevabım, herkesin son gücüyle koştuğu bir dünyada yürümek marifet değil olur. Ayrıca mühendislerimizin ve bilim insanlarımızın ancak yurt dışında eğitim aldıklarında veya bir süre orada vakit geçirdiklerinde kendilerini geliştirebildikleri herkesin malumu. Yoksa buradaki başarılı insanlar kifayetsiz üstlerinin veya meslektaşlarının mobingi ile kısa sürede canından beziyor. 

Bir de aceleciyiz!

Hemen bir şeyler ortaya koyabileceğimizi sanırız. Davranış biliminde çığır açan Batılı bilim insanları bu gelişmeyi, ömrünün otuz yılını bir maymunu gözlemekle geçiren sabırlı bir bilim insanının tespitlerine, onlarca yıl süren gözlemlerle deneyler yapan araştırmacıların bu sürece olan katkılarına, bu konularda mobinge uğramadan salim kafayla üniversitelerinde çalışarak makaleler üreten akademisyenlere borçlu. 

Bizde ise her ilde kamu kurumu olarak boy gösteren üniversitelerimiz;  kadro, özlük hakları, maaş, koltuk kaygıları içinde ömür geçiren akademisyenlerimiz; profesörlükten sonra milletvekilliği geldiğine inanan "bilim insanlarımız"; gündeme göre makale yazan öğretim üyelerimiz; sınıflarda öğrenci azlığı yaşandığı için oklava ile TV'de ders anlatan hocalarımız mevcut. 
Çıkmaaaz, buradan bir şey çıkmaz. Kendimizi kandırmayalım. Böyle bir durum adetullaha aykırı. 

Evet, kendi halinde köşede bucakta kalmış, uygun bir havuz ya da nehir bulup akamadığı için ancak kendi civarını ıslatıp ardından buharlaşıp yok olmuş, ömrü boyunca en fazla “falan bilim insanına armağan” eseriyle taltif görmüş ve emekli olmuş, harika potansiyele sahip insanlarımız var. Ama kim biliyor, sahip çıkıyor, kaç kişi tanıyor onları? 
Her şey eğitimle başlar, nasıl biteceği de eğitimin niteliğine bağlı. 

NOT: Bu bir genel eleştiri yazısıdır, sporadik vakaları örnek olarak sıralamayalım lütfen. 

Yorumlar

  • yorum avatar
    Vahap
    24-07-2024 23:17

    Hocam çok değerli ve objektif tespitlerinizin bir gün mutlaka dikkate alınacağını umuyorum. Değerlendirme ve tespitlerinizi dikkatle okumaktan çok keyif alıyorum. Emeğinize sağlık.

  • yorum avatar
    Hayatî YANLIÇ
    24-07-2024 14:40

    Kaleminize saglik hocam.Kronik bir sorunumuzu gayet net ve sade bir dille ifade etmissiniz.Umarım diger akademisyenlere de rol model olursunuz

  • yorum avatar
    Sait
    23-07-2024 16:11

    Hocam kaleminize sağlık, şuan ki durumu çok güzel özetlemişsiniz, umarım sizin gibi gerçekçi ve tarafsız bilim insanlarının sayısı artar.

  • yorum avatar
    Bahadır
    23-07-2024 16:05

    Saygılar hocam

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

muhasebeci maa?lar?-casibom-aresbet-tokyobet-tokyobet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-