Yavaş ve Sadıkoğlu’nun protokolü kulağa hoş geliyor da!.. Altı boş…

Son bir kaç gün içinde, 3 tane gelişme oldu. İlki TBMM kürsüsünden Veli Ağbaba'nın TMO'nun kayısı almasıyla ilgili çıkışıydı(!). İkincisi ise, Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu'nun, "Ticaretin ayağa kalkması için, yetkililer hızlı adımlar atmalı. Palyatif çözümler değil, kalıcı çözümler bekliyoruz” şeklindeki açıklamasıydı(!). Dün ise Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile Oğuzhan Ata Sadıkoğlu'nun kayısı alımıyla ilgili protokol (!) imzalamasıydı(!).

Kayısı meselesinde acizane bizim de bir “teklifimiz” vardı, bir kaç gün önce. Malatyalının ve Malatya'nın menfaatine olduğunu düşünmüş ve “Malatya kayısısı için, neden TMO’nun sesi çıkmıyor?" başlıklı bir yazı kaleme almıştık. Yazımızın akabinde, Malatya'daki kayısıyla ilgili gelişmelere biraz daha derinlemesine bakma ihtiyacı hissettim. Gördüm ki; kayısı açısından Malatya'nın büyük bir “sıkıntısı” yokmuş. Özellikle pazarlanmasıyla alakalı, hiç bir sıkıntının olmadığını gördüm. 
Üreticilerin bir kısmının geçici bir süre için Malatya'yı terk etmiş olması, üretimi olumsuz etkilemiş de değil.

Malatya'nın kayısı rekoltesi 85 bin ton olmuşken, bunun 50 bin tonu satılmışken ve geride bekleyenin de müşterisi hazırken, bu yapılanın adı siyasi şovdur!.. Kulağa “hoş” gelen, ancak altı “boş” olan bu protokol, Malatya'nın olmayan derdini, varmış gibi gösteriyor. Şu anda 40 bin tona yakın kayısı stoğu var. Bunun 30 bin tonunun Temmuz ayında gideceği yer dahi hazır. Kayısının şu andaki fiyatı, 6 dolar civarında seyrediyor. Üreticinin de herhangi bir sorunu yok. Zaten kayısıya şu anda çok yoğun bir talep var. Hatta, depremin acısının en ağır hissedildiği Şubat ayında bile, 5 bin ton kayısı satışı yapılmış. Durum böyle olduğu halde, kayısı satışıyla ilgili protokol yaparken, bu rakamlara bakılmıyor mu?

Son birkaç gündür, sokak ağzıyla "Tribüne oynamak" siyasi jargonda ise, popülizm kokan hareketleri görüyoruz. Bu protokol, halkın sorunlarından kendine “prim” sağlamaya çalışan muhalefetin acziyet kokan icraatıdır. CHP'nin yönetiminde bulunduğu belediyeler, Malatyalıya yardımcı olmak istiyorsa, Malatyalı işadamına, konteyner göndersin. İş gücünde yardımcı olsun. "O yok, bu yok, şu yok" diyerek, devleti aciz gösterme çabalarından vazgeçsinler.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı'nın ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ortaya koydukları siyasi şovun bir parçası olan Oğuzhan Ata Sadıkoğlu'nun da, ne yapmaya çalıştığını anlayabilmiş değilim. Kayısı piyasasında “söz sahibi”, “bir otorite” veya “kayısı üreticisi” olmadığı halde, TSO başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu ile böyle bir protokolün imzalamasını, “saçma sapan” biri hareket olarak gördüm.

Bundan bir kaç gün önce "Şikayet makamında değil icraat makamında" olduğunu hatırlattığımız Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, başkan olduğunu hatırlamış olmalı ki; Şimdi de tutmuş bir protokol (!) imzalamış. Ziraat Odası başkanı veya Ticaret Borsası başkanı olmadığı halde, böyle bir işe imza atmasının altında yatan sebepleri de, inşallah önümüzdeki günlerde kendisi açıklar.

CHP yönetimi, Veli Ağbaba ve Oğuzhan Ata Sadıkoğlu'nun ne gibi bir ilişkisinin olduğunu da, önümüzdeki günlerde görürüz herhalde.

Selamve dua ile...
Fiemanillah