YENİDEN BİSMİLLAH
05 Nisan 2014, Cumartesi 14:39Dün Sayın Ahmet Çakır'ın Büyükşehir belediye başkanlığına resmen başladığı törene katıldım. Kendisini tanıdığım ilk günden beri yüzündeki ifadeler ne ise aynı Ahmet Çakır karşımızdaydı. Güler yüzü, mülayim ve sakin yapısı, yumuşak huyu, ve herkesi kucaklayan konuşması… Bunun dışına tek cümle ile çıkacak olursak, bu tören, başından sonuna kadar Büyükşehir olmuş Malatya'ya asla yakışmamıştı. Tek kelimeyle faciaydı. Ancak işin bu kısmına girmeyeceğim. Bayramın keyfini kaçıranlar gibi bende bayram sonrasının keyfini size kaçırmak istemiyorum.
Hatasıyla kusuruyla, eksiğiyle fazlasıyla hareketli bir seçim süreci geçirdik. Sonunda Allah bu makamı birisine nasib edecekti oda Sayın Ahmet Çakır oldu. Bu saatten sonra da parti rozetini ve her çeşit farklılığı bir tarafa bırakarak 760 bin insanın şehremini, hizmetçisi, dolayısıyla da efendisi olarak hizmete devam edecektir. Bu ateşten bir gömlekti talip oldu, Allah'ta ona nasib etti. Bu saatten sonra yanmamak için Halilu'r-Rahman olmak lazım. Her kim kendisine yanlış yaptırmak, üzerinden menfaat sağlamak, birinin hakkını gaspetmek isterse Allah ona fırsat vermesin. Her kim böyle bir niyet taşıyorsa da, Allah onu da uzak tutsun, kendisine unuttursun.
Yeni bir dönem başlıyor. Her şeyin yeniden dizayn edileceği bir büyük şehir rüyası. Belediye, personel, şehir baştan başa yenilenmeli. Bu millet üzerine düşeni fazlasıyla yapmıştır. İradesine sahip çıkmış, “Başbakanımı yedirmem” sloganıyla sonuna kadar arkasında olduğunu ispat etmiştir. Bu seçim milli irade ile dış mihraklar arasında geçmiştir. Milli birlik ve beraberliğimizi muhafaza etme adına herkes Başbakana oy vermiştir. Kimse adaylara bakmamıştır. Dolayısıyla seçimi kazanan Başbakan, başkan olanlarsa adaylardır. Şu saatten sonra da Allah rızası için seçilenlerin sağduyulu, ideolojilerle değil, halka hizmet Hakka hizmet mantığıyla hareket etmeliler. Allah için, o hatırı büyük Başbakan için bu millete layık olmalılar. Halkı temsil edenlerle çalışmak, halkı bağrına basacak insanlardan sosyal ekip kurmak, halka hizmet edecek teknik ekip kurmak, belediyeye geleni baş tacı edecek, ilgi alaka gösterecek, onları memnun etmek için çalışacak insanları vitrine koymak lazım. Bütün bunlar kurulacak yeni ekip ile olacaktır. Her seçilen başkanın olduğu gibi Sayın Ahmet Çakır'ın bu dönem vitrini daha da önemlidir. Buna göre de artan yetki ve sorumluluğuyla birlikte genişleyen vitrinini biraz daha yenilemelidir.
Millet son sözü söyledi. Bundan sonra söz seçilenlerindir. Daha doğrusu söz bitti, eylem zamanıdır. İş zamanıdır. Vaad edilenleri tek tek gerçekleştirme zamanıdır. Sayın başkanın bundan önceki en büyük sıkıntısı, kendi deyimiyle istediği ekibi kuramamasıydı. Bunun yanında yaptıklarını anlatamayan, daha doğrusu yaptıkları anlatılmayan bir dönem geçirdi. Bütün bunlardan ders alınmalıdır. Bundan sonra her yapılanı seçim öncesi projelerini anlatır gibi tek tek anlatması gerekir. Buna ekip gerekir. Ekip adam gibi adamlardan olmalıdır. Başını dik tutacak, hiçbir şaibeye karışmamış ve karışmayacak, şeffaf, toplumla birlikte, halktan olmalıdır. Hizmet insanlar içinse, hizmeti sunacaklar da insan ahlakıyla ahlaklanmış en üst düzey kişiler olmalıdır.
Bundan da önemlisi;
Büyükşehir'e bir genel sekreter atanacak. Sayın Ahmet Çakır öyle birini atamalı ki, herkes gıpta etmeli. Kimsenin beklemediği, adını zikretmediği, duyduklarında memnun olacakları, ancak bu kadar iyi biri atanır diyecek biri olmalıdır. Belediyede yıpranmış, bugüne kadar kimsenin bir numarasını görmediği, deformasyona uğramış, ortada isimleri tedirginlikle zikredilenlerden biri olmamalıdır. Büyükşehir belediyesinin vitrini, hatta her şeyi genel sekteridir. Başkan kadar hatta daha fazla öneme sahiptir. Başkan öyle birini atamalı ki, her konuda ehil, layık ve emin, kendiside sadece onay makamı olmalıdır. Sırtını verecek, güveni tam biri olmalı ki, başkanda bu dönem halkıyla hemhal olsun. Onların içine insin. Sevinçlerine ve üzüntülerine ortak olsun. Birebir beraber yaşasın. Kendisi de rahat etsin halkı da rahat etsin. Sonra da Hz. Ömer gibi ağaç gölgesinde kaylule uykusuna yattığında, kendisine gelen devlet elçisi; “Eminte fe emente” “emniyeti sağladın, emniyette oldun” diyebilsin.
Seçim öncesinde ve sürecinde Ahmet Çakır bazı hakikatleri çıplak gözle görmüştür. Buna göre hareket etmeli, bazılarından ve bazı şeylerden kurtulmalı, radikal kararlar almalıdır. Dedikoduya mahal bırakmayacak, her kesimi razı edecek yeni bir ekip kurmalıdır. Evet kimsenin ağzı çuval değil ki bağlayalım ama “ateş olmayan yerde duman çıkmaz” sözünü de millete söylettirmemesi lazım. Dünya delik boncuk gibidir. Artık her şey herkese malum. Hele hele yürüyen gazetelerin şehrinde insanların konuşmama dedikodu yapmama ihtimali yoktur. Bu nedenle şehrimizde sade vatandaş olarak yaşamak zor iken birde idareci olmayı varın siz düşünün!...
Seçim sonuçlarının ülkemize, milletimize ve Malatya'mıza hayırlı olmasını diliyorum. Bugün mazbatalarını alan başkan ve meclis üyelerini de tebrik ediyor, yapacakları hayırlı çalışmalarında başarılar diliyorum. Seçilenlerin yaptıklarını anlatmak, hata ve yanlışlarını yapıcı bir şekilde eleştirmek, iyiye ve doğruya teşvik etmek, elimizden geldiği kadar faydalı olmak hepimizin sorumluluğudur. Onlarla halk arasındaki iletişim köprüsü olmakda bizimde asli vazifemizdir. Bu sorumluluk ve bilinç içerisinde Sayın Ahmet Çakır başkanımızı yeniden tebrik ediyorum. Allah yar ve yardımcısı olsun.
Fi Emanillah…
Ebuzer AYDIN
“Ey Kalemim! Bir Gün Doğru Bildiklerini Yazmazsan, Kolumla Beraber Kırar Atarım Seni”